Bu Blogda Ara

Translate

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Rüzgar gibi geçti "Ariel Ortega"


2002 yazı bütün dünya ve Türkiye için Dünya Kupasının olması açısından önemliyken, Fenerbahçe taraftarının heyecanlanmasını sağlayan başka bir sebep daha vardı. "El Burrito" lakaplı Arjantin Milli Takımının 10 numarası, Maradona'nın veliahtım dediği, 1994 Dünya Kupasında onun yerine oyuna giren bu adam Ariel Arnoldo Ortega'dan başkası değildi. Henüz 28 yaşında olan bu süper starın transferini gazeteler 2002'nin Mayıs ayından itibaren yazıyordu. 2002/03 sezonuna Lorant yönetimiyle şampiyonluk parolasıyla giren Fenerbahçe, nihayetinde Arjantili süper star Ortega'yı büyük pazarlıklar sonrasında 7,500 000 $ karşılığında River Plate'ten transfer ediyordu..


Daha sonra Sarı Lacivertli taraftarların tatlı çilesi başladı. Büyük uğraşlar sonucu transfer ettikleri yıldızlarının 2002 Dünya Kupasından sağ salim dönmesini beklemeye başladılar. Sanırım duaları gerçekleşmiş olacak ki Arjantin, İngiltere,İsveç ve Nijerya ile mücadele ettiği ölüm grubundan çıkamayarak kupaya erken veda etti. Tabi bu veda en çok Fenerbahçelileri sevindirdi. 23 Haziran 2002 tarihinde Arjantinli yıldız İstanbul'a ayak bastı. Ama o nasıl geliş. Binlerce Fenerbahçeli taraftar Ortega'yı adına yakışır bir şekilde bağrına bastı. Efsaneye göre Atatürk Havalimanı öyle kalabalık görmemişti. Velhasıl-ı kelam Ortega evini baktı,beğendi ve ülkesine geri döndü. Fenerbahçe yönetimi Arjantinli starın Avrupa'da başarılı olamama gerekçesi olan içine kapanıklığı, Parma'dan bir başka Arjantinli Almeida'yı transfer ederek gidermeye çalışsa da başarılı olamadı. Günlerce ha geldi, ha gelecek denen Almeida'nın transferi gerçekleşmezken bu durum belki de Ortega'nın Fenerbahçe kariyerini şekillendiriyordu. Almanya ve Avusturya kamplarından sonra Fenerbahçe sezonu Trabzon'da 0-0'lık maç ile açıyordu ancak Lorant Ortega'ya sadece 45 dakika şans veriyordu. Ortega'nın 2.karşılaşması ise Feyenord deplasmanı idi. Tüm Fenerbahçelilerin çok şey beklediği Arjantinli yine Lorant'ın hışmına uğruyor ve yedek kalıyordu. Fenerbahçe bu maçı 1-0 kaybederken, Ortega son 15 dakika forma giyebiliyordu. Ardından Arjantinli Kadıköy'de ilk resmi maçına Ankaragücü karşısında çıktı. Fenerbahçe'nin farklı kazandığı müsabakayı Ortega 1 asistle tamamlıyordu. Taraftarın büyük beğenisini kazanan yıldız oyuncu Feyenord rövanşında bu kez ilk 11'de çıktı. Ama Fenerbahçe'ye o da yeterli olmadı ve Sarı Lacivertli ekip rakibine 2-0 boyun eğerek Şampiyonlar Ligi'ne veda etti. Bu maçtan sonra basında Ortega-Lorant gerilimi başlığında bir çok haber çıkıyordu. 11 Eylül 2002'deki Gaziantepspor deplasmanında Ortega yine yedek başlıyordu. 65.dakikaya kadar maçı 3-1 geride götüren Fenerbahçe Ortega'nın oyuna girmesi ve 1 gol 1 asistlik performansıyla 1 puanı kurtarmayı başarıyordu. 4 gün sonra Fenerbahçe Malatya deplasmanından 2-0'lık şok bir yenilgiyle dönerken manşetleri Lorant'ın "Ortega süper futbolcu.Ama ona verilen parayla benim istediğim 6 futbolcu alınırdı" lafları süslüyordu. İşte Fenerbahçe böyle bir ortamda ezeli rakibi Galatasaray ile karşılaştı. 6 Kasım 2002'de yıllar sonra bile halen hatırlanan,tarihe geçen o maçı Fenerbahçe 6-0 kazanıyor, Ortega skora 1 gol 1 asistle katkıda bulunuyordu. Attığı çalımlar ve yaptığı şık hareketlerle taraftarını coşturan "El Burrito" 58.dakikada atılıp takımını 10 kişi bırakıyordu. Tarihi skorunda etkisiyle fazla konuşulmayan bu kırmızı kart aslında belki de 6-0'ın mimarıydı. Çünkü Fenerbahçe 10 kişi kalmasa Fatih Terim bu kadar risk almayacak, 6-0'lık o skor gelmeyecekti..

Ancak bu mutlu günler uzun sürmeyecekti. Kasım aylarının sonlarına gelindiğinde Fenerbahçe'de Ortega depremi yaşanıyordu. Kocaelispor maçına yedek başlamasının ardından İstanbulspor maçında da yedek kalacağını öğrenen Ortega kampı terkediyor ve kısa süreli kadro dışı kalıyordu. 2-0'lık İstanbulspor galibiyetinin ardından Konya'ya Türkiye Kupası maçına Ortegasız çıkan Fenerbahçe 2.Ligdeki rakibine 1-0 yeniliyor ve Avrupa'dan sonra Türkiye Kupasına da veda ediyordu. Ortega krizi ve 3 hedefin 2'sinden olunması üzerine suyu ısınan Lorant 7 Aralık 2002'deki 3-0'lık Diyarbakırspor yenilgisinden sonra gönderiliyordu. Alman hocanın yerine göreve Fenerbahçe efsanesi Oğuz Çetin getirilirken, takımda ilk olarak disiplini sağlamak istiyordu. Oğuz Çetin döneminin ilk haftalarında sakatlığı nedeniyle yurtdışında tedavi olan Ortega, birkaç maçı kaçırırken Oğuz Çetin'den "3 Ocak'ta Ortega'yı burada istiyorum" açıklaması geliyordu. Arjantinli süper star da 2003'in ilk günlerinde Oğuz hocayla yeni bir sayfa açacağını söylüyordu. Nihayet Türkiye'ye dönen Ortega ilk maçına Beşiktaş karşısında çıkıyor, yedek başladığı ve 55.dakikasında dahil olduğu karşılaşmayı sezonu da şampiyon olarak tamamlayacak Beşiktaş 1-0 kazanıyordu. Ardından 9 Şubat'ta Ankaragücü'ne konuk olan Fenerbahçe rakibine 2-0 yenilirken ilk 11'de oynayan ve hiçbir varlık gösteremeyen Ortega'ya taraftar "Go home" pankartları açıyordu. Artık Ortega'nın suyu ısınmıştı. Arjantin Milli Takımına katılmak üzere ülkesine giden yıldız oyuncu burada Türkiye'ye dönmeyeceğim açıklamasında bulunuyordu. Gerekirse uzun süre futbol oynamayacağını söyleyen Ortega kararına en büyük gerekçe olarak takımdaki sevgisizlik nedeniyle mutsuzluğunu gösteriyordu..

Ve öyle de oluyordu, uzun bir süre futboldan uzak kalan Ortega'ya FİFA da bir darbe vuruyor ve 11 000 000 $ ceza veriyordu. Ağustos 2004'e kadar tam 1,5 yıl futboldan uzak kalan yıldız oyuncu River Plate ile futbola geri dönse de hiç bir zaman eski Ortega olmayacaktı. Fenerbahçe macerasını 14 maçta 5 gol 8 asistle tamamlayan Arjantinli şimdilerde 38 yaşında futbol hayatını Arjantin 3.Liginde sürdürmekte. Peki o günden bugüne Fenerbahçe onun yerini doldurdu diyebilir miyiz ?





6 yorum:

  1. Ortega'nın İstanbul'a ilk ayak bastığı günden itibaren hep söylemişimdir.. Bambaşka bir coğrafyadan bambaşka bir kültürden futbolcu getiriyorsunuz bu adam ile birlikte 1 yada 2 tane 20-22 yaşlarında bu adama arkadaşlık yapabilecek aynı dili konuşacak futbolcuları getirebilseydi kulüb belki bu transferin temelleri daha sağlam atılırdı.

    YanıtlaSil
  2. Yazıda da belirttiğim gibi sevgili kardeşim, eğer ki o yaz Fenerbahçe Almeyda'yı alabilseydi filmin sonu mutlu bitebilirdi..

    YanıtlaSil
  3. öyle ama ben burda kulübü hatalı buluyorum.. illa Parma'lı Almeida olacak diye birşey yok.. mesela Ortega ile San Lorenzo'nun yedek forveti 20 yaşındaki Pablo'yu getirsin.. yada ne bileyim Racing Club'ün gelecek vaad eden sağ beki Leonardo'yu getiremezmiydi koca camia...burdaki maksat Ortega'ya ortam hazırlamak...

    Not: isimler ve kulüpler sembolik olarak yazılmıştır :)

    YanıtlaSil
  4. aynen öyle katılmamak elde değil geç oldu biraz ama :)

    YanıtlaSil
  5. Bir yazıya anca bu kadar güzel nokta koyulabilir

    YanıtlaSil
  6. çok teşekkür ederim kardeşim, eyvallah.

    YanıtlaSil