Bu Blogda Ara

Translate

11 Mayıs 2012 Cuma

Son 90 dakika


Süper Final fikstürünün çekildiği gün son hafta programını görenlerin heyecandan nutku tutulmuştu. Öyle ki şampiyonluğun iki favorisi Fenerbahçe ve Galatasaray Kadıköy'de karşılaşıyordu. Bu kuradan iki taraf da memnundu. Fenerbahçeliler son maçı kendi sahalarında oynamalarının verdiği avantaja seviniyor, Galatasaraylılar ise şampiyonluğu rakip sahada kutlama ihtimaline karşı mutluluktan dört köşe oluyordu. O günden bugüne Süper Final'de 5 hafta geride kaldı. 6.haftasını oynayacağımız bu hafta öncesi Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki puan farkı sadece 1. Sarı Lacivertliler geçmişten gelen derbi geleneklerini sahaya yansıtınca, rakiplerinin de olağan dışı puan kayıplarıyla bir anda şampiyon olma şansı yakaladı ve bunu son maça hem de kendi sahasına taşıdı. Başarıp başaramayacaklarını son 90 dakika belirleyecek..

Öncelikle değerlendirmemize iki takımın kadrosunu mevki mevki değerlendirerek başlayalım. Galatasaray'ın kalesinde Muslera, Fenerbahçe'nin kalesinde Volkan oynayacak. Özellikle son yıllarda Sarı Lacivertlilerin rakibine karşı ortaya koyduğu kaleci üstünlüğünü Sarı Kırmızılılar bu sene Muslera ile kırmış görünüyor. Öyle ki Uruguaylı 37 maçın tam 19'unda kalesini gole kapadı. 1-2 ay önce bir televizyon programına katılan Volkan Demirel de bu üstünlüğün farkında ki Muslera'yı ligin en iyisi olarak niteledi. Ama sahaya yansıyan tablo farklı. Uruguaylı kaleci 3 Fenerbahçe maçında kalesinde 5 gol gördü. Son maçlarda güven vermeyen bir görüntüde. Volkan ise gününde olduğunda neler yapabileceğini Arena'daki son maçta gösterdi. İki takımında birbirine tam olarak bir kaleci üstünlüğü sağlayacağını söylemek zor görünüyor, çünkü iki kaleci de gerçekten çok iyi.. Fenerbahçe'nin defans dörtlüsü büyük olasılıkla Gökhan-Ziegler-Bekir-Yobo'dan oluşacak. Bu dörtlü Fenerbahçe'yi Süper Final'in en az gol yiyen takımı yapmış durumda (4 gol). Özellikle Serdar'ın yumuşak kalması sonucunda yerine oynamaya başlayan Bekir İrtegün sertliğiyle ve mücadelesiyle güven veriyor. Yobo'dan bahsetmeye gerek yok tam bir sigorta. Gökhan çıkışlarıyla, ters kademelere girmesiyle yine Fenerbahçe'nin en büyük kozlarından olacak. Sarı Lacivertli takımın savunmadaki zayıf karnı ise Ziegler. İsviçreli gününde olmadığında patlayabilecek görüntüde. Fenerbahçe'nin Süper Final'de ki tek yenilgisinde başrolde Quaresma'yı durduramamasıyla o vardı. Karşısındaki Engin'in pek hücum çıkışları olmadığını düşündüğümüzde Fenerbahçe'nin biraz rahatladığını görebiliyoruz. Galatasaray da ise bu dörtlü Eboue-Hakan Balta-Ujalusi-Semih şeklinde oluşuyor. Cimbomun bu dörtlüsünün Fenerbahçe'ye oranla çıkışlarda daha etkili olabileceğini belirtelim. Özellikle Eboue yaptığı sürpriz koşu ve paslarıyla Fenerbahçe savunmasını zorlayabilir. Hakan Balta için ise Kadıköy çok özel. Değme Galatasaray forvetlerinin golünün olmadığı Kadıköy deplasmanında Hakan Balta'nın tam 2 golü var. Aykut Kocaman bu ikiliye dikkat etmeli. Sarı Kırmızılıların Süper Final'de ki kötü performansının altında yatan önemli faktörlerden biri de Semih-Ujfalusi ikilisinin formsuzluğu. Ujfalusi formsuzluğunu son Beşiktaş maçında kendi ağlarını sarsarak zirve noktasına ulaştırdı. Semih Kaya ise hala ağır ve tecrübesizliğinin verdiği pozisyon hatalarını yapmayı sürdürüyor. Bileklerine hakim ve kıvrak Bienvenu, sonradan girebilecek bir Sow bu ikiliyi çok zorlayacaktır diye düşünüyorum.. Geldik orta sahalara. Gelen haberlere göre Aykut Kocaman, Trabzonspor maçındaki 3'lüyü bu maçta da bozmayacak. Selçuk-Emre-Cristian. Sondan başlayalım. Cristian sezonun her manasıyla yıldızı. Fenerbahçe'de geçirdiği diğer 2 sezona kıyasla hem daha fazla gol atıyor, hem de daha fazla asist yapıyor. Fenerbahçe'de Alex'in olmadığını varsayarsak Cristian'a büyük iş düşeceğini söyleyebiliriz. Selçuk ise sakatlıktan Xavi gibi döndü. Fenerbahçe'nin demirbaşı olan oyuncu özellikle yaptığı ilk müdahalelerdeki başarı oranıyla dikkat çekiyor. Onun formda olması Sarı Kanaryalar adına büyük şans. Bir de Galatasaray maçındaki golcülüğünü düşünürsek derbinin sürpriz golcüsü olabilir. Emre ise Fenerbahçe orta sahasının dinamosu görüntüsünde. Geçen hafta Trabzon'da kendi üzerine oynayan Colman,Zokora,Sadri Şener,Trabzon taraftarı gibi unsurlara karşı sinirlerini bozmayan Belözoğlu maçın yıldızı olmuştu. Cumartesi günkü baskıyı da sinirlerine hakim olarak kaldırabilirse sahanın yıldızı olabilir. Galatasaray'da ise orta sahada Selçuk-Melo-Emre Çolak-Engin'den oluşan bir dörtlü var. Orta sahada sayısal üstünlüğün Galatasaray'da olması, onlar adına bir avantaj oluşturacaktır. İsim bazında bakarsak Selçuk, Burak Yılmaz ile beraber fiyat/performans açısından sezonun tartışmasız yıldızı. Maçın sıkıştığı kırılma anlarında uzaktan şutlar ve duran toplarla kilidi açabilir. Melo özellikle defansif anlamda Galatasaray'ı rahatlatan bir isim. Brezilyalı oyuna topu da iyi soktuğu zamanlarda karşılaşmanın yıldızı olabiliyor. Galatasaray'ın kanatları ise rakibine göre dezavantajlı olduğu noktalar. Emre Çolak ve Engin üretken olmayan futbollarıyla kişisel kanaatime göre çok da başarılı olmayan bir sezon geçirdiler. Mücadeleci güzü yüksek olan Engin yine ayakta kalabilse de, Emre Çolak takımını zaman zaman 10 kişi bile oynatabiliyor.. Fenerbahçe'nin ileri ucunda ise Mehmet Topuz-Stoch-Bienvenu üçlüsünü göreceğiz. Topuz yüksek mücadele gücü ve hırsıyla zaman zaman orta sahaya da yardım ederek arkadaşlarını rahatlatabilir. Stoch için çok fazla konuşmaya gerek yok. Gününde olduğunda neden 17 yaşında Chelsea'ye gittiğini kanıtlıyor. Bienvenu ise bu maçta kariyer patlaması yapabilir. Önünde bulacağı formsuz Semih-Ujfalusi ikilisinin üzerine gidebilirse çok farklı şeyler olabilir. Yedek kulübesindeki Alex ve Sow tehditlerini de sayarsak Fenerbahçe hücumda büyük bir gücü elinde bulunduruyor. Galatasaray ise Kadıköy'de Elmander-Necati ikilisine güvenecek. En son golünü yine bu statta Fenerbahçe'ye atan İsveçli karşısında yumuşak Serdar'ı değil, çok sert bir Bekir'e karşı formsuzluğunu kırmaya çalışacak. Zor golleri atıp, kolaylarını atamayan Necati ise 1 haftalık aranın ardından yeniden ilk 11'de. Atmosferi tanıması ve soğuk kanlılığı Ateş'in en büyük avantajı. Yedek kulübesindeki Baros'u da düşünürsek Galatasaray hücumcularının formsuzluğu dışında bir eksisi yok..

İki takımı mevki mevki değerlendirdikten sonra aralarında bu sezon oynadıkları 3 maçtan bahsedelim. 7 Aralık 2011'de TT Arena'da oynanan mücadeleye ekstra motivasyonla çıkan Galatasaray, baştan sona üstün oynadığı müsabakayı 3-1 kazanmıştı. Daha farklı bitebilecek maçta farkın açılmasını Volkan önlemişti. Maçın sonunda Aykut Kocaman özellikle oyuncu tercihleriyle eleştirilmiş, Bienvenu'dan sağ açık Alex'den forvet yaratmaya çalışması, Bilica tercihi ile Stoch'u yedek bırakması günlerce konuşulmuştu. 17 Mart 2012'de bu iki takımı karşı karşıya getiren 2.maça Fenerbahçe fırtına gibi başlayıp 2-0'ı bulsa da özellikle 30.dakikadan sonra oyun üstünlüğünü eline alan Galatasaray 81.dakikada da olsa maçı 2-2 berabere bitirmeyi başarıyor hatta son dakika da Baros ile 3'ü kaçırıyordu. Bu maçtan sonra da eleştirilen yine Aykut hocaydı. Takımın 30.dakikadan sonra geriye çekilmesi, Alex ve Stoch'u peşpeşe çıkarması maça damgasını vuruyordu. Galatasaray ise beraberliği şampiyon olmuş gibi kutluyor, öyle ki söylenenlere göre Florya uzun zamandır böyle bir kalabalık görmüyordu. İki ekibin son karşılaşması için ise 20 gün önceye gitmekte fayda var. 22 Nisan 2012'de oynanan maçta özellikle 2.yarıda rakibini darmadağan eden Galatasaray bir türlü golü bulamayınca, Fenerbahçe attığı 2 golle TT Arena'dan şampiyonluk şarkıları söylerek ayrılıyordu. Maça damgasını Volkan Demirel performansıyla vuruyor, Aykut Kocaman yine eleştirilecek hamlelerde bulunsa da galibiyetle çok konuşulmuyordu. Galatasaraylılar ise şanssızlıktan dem vuruyorlardı..

Toparlamak gerekirse iki takım 1959'dan bu yana ilk kez kendi aralarındaki maçın şampiyonu belirleyeceği bir maç oynayacaklar. Zor maç olacağı kesin. Fenerbahçe'nin efsane teknik direktörü Zico'nun da her zaman söylediği gibi futbolun doğal 3 sonucundan 2'si Galatasaray'a yarıyor. Bu büyük avantajın yanı sıra Galatasaray bu statta sanılanın aksine Ekim 2009'dan beri yenilmiyor. Eğer yine yenilmezse şampiyon olacaklar. Fatih Terim'in cezasının ertelenip takımının başında olması da Sarı Kırmızılılar için bir başka motivasyon kaynağı olabilir.. Fenerbahçe'nin ise en büyük avantajı tabiki taraftarı. Eğer Sarı Lacivertli takımın taraftarı sabırlı olup, takımının üzerine baskı yaratmazsa sonuç beklenenden kolay gelebilir. Fenerbahçe'nin bir başka büyük avantajı rakibine karşı formda olması. Aykut Kocaman'ın talebeleri Fenerbahçe için önemi ayrı olan bu sezonda hedefledikleri 2 kupanın ilkini almaya çalışacaklar.. Bütün bunları düşündüğümüzde favorim parmak adımıyla Fenerbahçe. Eğer sabırlı oynayıp kontrolünü kaybetmezlerse kazanacaktırlar. 2005'de 90 dakika Galatasaray'ın üstünlüğüyle oynanıp Nobre'nin kafasıyla kazanılan şampiyonluk maçı gibi. Sabır ve inanç azalırsa kendisine beraberlik de yeten Terim'in talebeleri mutlu sona ulaşabilirler. Umarım hak edenin kazanacağı, hakemin konuşulmadığı güzel bir şampiyonluk maçı izleriz..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder